Düşünceyi Geliştirme Yolları

Paragrafta Düşünceyi Geliştirme Yolları 

İyi bir yazıda canlılık, özlülük ve denge gibi nitelikler bulunmalıdır. Canlılık; anlatımın ha­reketli olması, konunun gözler önüne seril­miş gibi bir özellik taşımasıdır. Özlülük, söz ve yazının az sözcük ile isteneni verebilme­sidir. Denge ise yazının ya da sözün tümündeki öğelerin, ana fikrin çevresinde orantılı olarak bulunmasıdır.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

 ……………………………………………………………………………………

İsim, varlıkları tanıtmak için kullanılan söz­cüktür. Varlıkları birbirinden ayırmak için ve­rilmiş olanına da özel isim denir. Cins ismi ise aynı türden varlıkların hepsinin ortak adı­dır. İsimlerin madde halinde olmayan ve var­lığı ancak akılla tasarlanıp kabul edilen kavramlara verilenine de soyut isim denir.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

 ……………………………………………………………………………………

Bir olay, bir eşya bir manzara ya da bir kim­senin içinde bulunduğu durum karşısında duygulanırız. Duygulandığımızı yer yer söy­leriz ama duygu üzerine bir söz söylememiz istense lafın iki ucunu bir araya getiremeyiznedense. Bilindiği gibi bir insanın, eylemleri­nin ve fikirlerinin dışında kalan bilinçlenmiş duyumlarına duygu denir. Bu duygular; se­vinç, keder, heyecan gibi sözcüklerle adlan­dırılabilir. Örneğin, özlemini çektiğiniz uzak­taki bir yakınınızın ansızın gelmesine sevinir, bir ölüm ya da ayrılıkla üzülür, bir sınav sıra­sında heyecanlanırız. Bunların hepsi duygu­ya örnek verilebilir.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

………………………………………………………………………………………

Buğra'nın öykü kahramanları gösterişsizdir, onlar toplumsal hayatta orta ayarda bir ye­rin insanıdır. Kokar, zorlanır, kaçar, sever, sevilirler. Havuçlu Pilav Meselesi'ndeki kah­ramanı bir düşünün. Kendi duygu düzeyinde olmayan eşi bunu bir güzel haşlıyor. Perişan bir durumda akşamı ediyor bizimkisi. İşte bu kahraman halktan biridir. Yani toplumun bir parçası. Yani her gün gördüğünüz insanlar­dan birisi. Belki de sizsiniz o.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

………………………………………………………………………………………

Şiirin herkesi etkileyen öyle bir dili vardır ki bu dilin gücüne kimse yetişemez. Yolculu­ğumda şaşakaldığım bir olay yaşadım. Niğde'ye yaklaşıyorduk. Yanımda oturan bir Niğdeli, şehrin eteğini saran ağaç kümelen ara­sında pek iyi seçemediğim bir noktayı gös­terdi. "Faruk Nafiz'in hanı" dedi. Giyinişinden anlaşıldığına göre bu bir esnaf veya işçiydi. Böyle olmakla birlikte Han Duvarları'nı ve şairini biliyordu. Daha garibi, trende ilk gör­düğü yabancının bir şiiri, şiirde anlatılan hanı ve Faruk Nafiz'i tanımamasını kabul etmiyor, ateş ve su gibi herkesçe bilinen şeylerden söz eder gibi iki sözcükle bana maksadını anlatıyordu. İyi yazılmış bir şiir koskoca bir hanı, kapısındaki mermer tapu senedine rağmen, asıl sahibinin elinden alıyor, Faruk Nafiz'e veriyordu.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

…………………………………………………………………………………

Özdemir Nutku, başta tiyatro olmak üzere kültür ve sanat yaşamımızın en üretken ve çok yönlü adlarından biridir. Makaleleri, eleştirileri, denemeleri oyunları, çevirileri, şiir ve çocuk kitapları ile tiyatronun eğitimden uygulamaya kurumlaşması için gösterdiği çaba, onun çok yönlülüğünü belirtir. Özellikleson yıllarda yoğunlaşan bu çalışmaların bir­çoğu değişik kurumlar tarafından ödül­lendirilmesi de Nutku'nun üretken yanını ger­çek anlamda karşılayamıyor. Çalışmala­rında yalnızca içeriğiyle değil ilgilendiği alan­lara bakma biçimiyle de yeni kapılar açıyor bize.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

……………………………………………………………………………………

"Susuzluk" şiirini herkesin yüksek sesle bir defa daha okumasını öneriyorum. Bu şiirde, kendinizi bulacağınıza eminim. Belki de bu şiiri şair yazmasaydı siz yazacaktınız. Şair ne yazık ki Susuzluk'u benden önce yazmış, diyeceksiniz. Akbal'ın dediği gibi: "Susuzluk'ta susadığınız hisleri bulu­yorsunuz. Yıllardır ulaşamadığınız ama sizin olan hisleri."

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

……………………………………………………………………………

Şairlerin şiirleriyle yaşamları arasında sıkı bir iliş­ki olduğu birçok kimse tarafından kabul edilen bir görüştür. Ben de buna inananlardanım. Eleştir­menler çoğunlukla şiirde anlatılanla şairin yaşam öyküsü arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmaya çalı­şırlar. Onlara göre şiirdeki bir sözcük bile şairin yaşamındaki kara bir kesitin yansıması olabilir. Mehmet Kaplan da bu görüştedir, Hatta o, şairin çocukluk dönemine kadar inmeyi bile dener.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

……………………………………………………………………………

Şairlerin ilk yayımlanan şiirlerinin, onların ge­lecekte kat edecekleri yol üzerine bir fikir ver­diğini düşünürüm. Sözgelimi Cemal Süreya'nın ilk yayımlanmış şiiri olan Şarkısı Beyaz'a bakalım. Altı dörtlük ve otuz altı mısradan oluşan bu şiirde şairin yaşamı boyunca yazacağı şiirlere göndermeler vardır.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

………………………………………………………………………

Şairlerin ilk yayımlanan şiirlerinin onların ge­lecekte kat edecekleri yol üzerine bir fikir verdiğini düşünürüm. Ece Ayhan, Cemal Süreya incelemelerinin birinde şöyle der: "Süreya'da olduğu gibi diğer şairlerde de ilk şiir, şiir yolunun ilk basamağıdır. Merdivenle­rin basamaklarının birbirini hatırlattığı gibi ilk şiirler de sonrakilerin bir örneğidir."

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

 …………………………………………………………………………………

Eleştirmenlerimizin eleştiriyi yan meslek ola­rak algılamalar/ bilinen bir gerçek ama işin korkutucu boyutu birçok kimsenin ilgisini çekmiyor. Eleştirmenlerimizin yüzde 83:ünün ekmeğini kazandığı mesleği eleştir­menlikle ilgisiz: yüzde 33'ü ticaretle uğraşı­yor, yüzde 10'u tekstilci, yüzde 4O'ı doktor, çok az bir kısmı da yazar. İşin en ürkütücü yönü, aydınlarımızın yüzde 72'sinin, eleştir­menlerin eleştiri dışında işler yapmalarını ol­dukça doğal karşılamaları. Sanki bu durum eleştiriyi olumsuz yönde etkilemezmiş gibi.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

………………………………………………………………………………

Abdülhak Hamid'in eserlerini en azından üç kez okumuşumdur. Bu eserlerde öyle bir özellik var ki defalarca okusanız da damağınızdaki o esrik tat sizi yine derbeder şairin sayfalarına çekiyor. Vakit'te çıkan anılarını üçüncü kez okuyuşum. Ahmed Hamdi Tanpınar da ondaki bu özelliği görmüş olacak ki: "Hamid'e her zaman bir zen­gin madene dönülür gibi dönülecektir." der.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

……………………………………………………………………………

Gece yansı öksürükle uyandım ve ilk defa gele­cek seneye çıkamama korkusu aklıma geldi. Hiç­bir şeyi bitiremeden ölmek istemiyorum. Bitirmedi­ğim o kadar eser ve kullanmadığım o kadar söz­cük varken... Yarım kalan romana çok ekleme yapmalıyım. Bir kısmını değiştirmeliyim. "Hiç şaş­mayan göz, bu defalık hayran hayran bakıyordu." yerine başka bir cümle yerleştirmeliyim örneğin.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

………………………………………………………………………………

Bazı yazarlar vardır okur geçersiniz; kazan­cınız sadece fikir edinmiş olmaktır, dönüp bir daha okuma ihtiyacını pek hissetmezsiniz. Bazıları da vardır ki, onları her okuyuşta on­larda yeni bir derinlik keşfedilir. Tehlikelidir­ler; çünkü sizi esirleri haline getirir, kendileri gibi düşünmeye zorlarlar. Adeta söylenecek her şeyi söylemişlerdir de, ne tarafa yönelir­seniz yönelin, onlara toslar, kendiniz ofmakta zorlanırsınız.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

………………………………………………………………………………

"Etikle "ahlak" arasında bir ayrım yapmak gereklidir.  Olağan konuşmalarda ikisi sık­lıkla birbirinin yerine kullanılır ama bunların farklı anlamları vardır aslında. Kısaca belirte­cek olursak "etik" doğru ve yanlış davranış teorisidir; "ahlak" ise onun pratiği. Ahlaki de­ğil de etik ilkelerden söz etmek doğru olur; çünkü etik, teoridir. Etik değil ahlaki davra­nıştan söz etmek doğrudur; çünkü ahlak pra­tiktir. Etik, bir kişinin belli bir durumda ifade etmek İstediği değerlerle ilgilidir; ahlak ise bunu hayata geçirme tarzıdır.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

……………………………………………………………………………

Elimdeki kitap öyle vapurda, otobüste oku­nacak cinsten değil. Çok denedim, ama en sonunda hafif bir müzik eşliğinde, loş bir odada bu kitabı anlamayı başardım. Çünkü kaçırdığınız bir sözcük tüm öyküyü yeniden okumanıza mal olabiliyor. Bu kitap şimdiye kadar okuduğunuz öyküler gibi yüzeysel birokumayla anlaşılan kitaplardan değil. Edebi­yatın zor ulaşılan lezzetini, zeka içinde yü­zen bir yazardan yudum yudum alıyorsunuz. Kendini açmıyor öykü, zorluyor, zaman har­catıyor ama mutlu ediyor. Dikkatsizliği hiç af­fetmiyor, okuyucusundan özen ve zeka iste­yen tüm eserler gibi.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

………………………………………………………………………

Atmosfer ve okyanuslar, yakın bir zamana kadar insanların minik etkinliklerinden tama­men ilişkisiz bir doğanın öğeleri sayılıyordu. Bugün ise kimyasal madde kullanımımızın Ozon tabakasına zarar verdiğini karbondi-yoksitin tüm gezegenin iklimini önceden tah­min edilemeyen bir şekilde değiştirdiğini bili­yoruz. Balıkçı filolarının okyanusları tararken bir zamanlar sınırsız sanılan balık türlerinin neslini geri dönülemez ölçüde tükettiği bilini­yor. Böylece Los Angeles'taki tüketicilerin davranışlarının Avustralyalılarda deri kan­serine ol açtığını bilmeyen kalmadı.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

 …………………………………………………………………

Demiryoluna katarlanyla uzanmış bu kara makine, eski zaman canavarlarını andırıyor­du. Yorulmuş bir koca dev gibi hırıltılarla, sanki zorlukla hareket ediyordu. Zifiri karanlığı delen tepegöz ışığı, etrafı gündüz gibi ay­dınlatıyordu, etrafına korkular salmak ister­cesine, her ekfem yerinden bir buhar demeti fışkırıyor, fışkırıyor, fışkırıyordu. Bu karlarla kaplı kış akşamında istasyona ulaşan bu lo­komotif, demirden bir makineden daha çok uzun süren bir çakal saldırısını savmış bir yorgun canavarı hatırlatıyordu.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

…………………………………………………………………………

Bineceğimiz vapuru kaçırmıştık. Öbürünün gelmesine de iki saat vardı. Karşı yakaya geçmek üzere iki sandala dolduk. Deniz pek sütliman değil. Yüzünü buruşturup duruyor. Belki on kişiden çoğuz. Sandal yeterince bü­yük olmasına rağmen suya oldukça gömül­dü. Hayli açıldık. Hepimizi bir korku sardı. Sandalcının kaşları çatıldı. İçimizden biri birdolmuş kazasını anlatmaya başladı. Sanda­lın kenarından suyu şöyle bir yokladım. Bat­mamıza bir karış ancak kalmıştı.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

…………………………………………………………………………

Bir de bakıyorsunuz havalardasınız. Uçak yükselmiş gidiyor. Siz de anlıyorsunuz ki düşmesi için, hiçbir neden yok. İçiniz rahatlı­yor. Pencereden bakıyorsunuz. Üstlerinden bakıldı mı bulutların seyrine doyum olmuyor. Suyu andırıyor. Bazen dağı çağrıştırdığı da oluyor. Bulut işte; her zamanki gibi altından değil üstünden görülmüş bulut. Yukarıdan bakınca dünya daha şirinleşiyor.

  1. Yukarıdaki parçanın anlatımında görülen, düşünceyi geliştirme yöntemi nedir? Yazınız.

..................................................................................... 

Saat
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam7
Toplam Ziyaret107818